14 Mart 2014 Cuma

Ayın Kitap Ayracı


İki gün önce kargo aldım... İçinden bu güzel hediye çıktı. Otuz yıllık arkadaşım Tülay'dan. O kadar mutlu oldum o kadar beğendim ki... Hem altın rengini hem yeşili çok severim dahası ayraç denilince akan sular durur. Bundan daha ideal hediye olur mu? 

Canım arkadaşım artık arkadaştan öteyiz... Çok teşekkür ederim... İyi ki varsın... 

11 Mart 2014 Salı

L.N. Gumilev - Hazar Çevresinde Bin Yıl


Hazar Çevresinde Bin Yıl

L.N. Gumilev

Selenge Yayınları

2003, İstanbul

ISBN: 975-8839-07-1

419 Sayfa

Çeviri: Ahsen Batur



Gumilev ilk kez okuduğum bir yazar. Arkadaşımın tavsiyesi üzerine okudum. Artık Halk bilimi ve Türk Tarihi yeni yüksek lisansım nedeniyle ilgimi çekiyor. İlginç bir yazar olduğu muhakkak. Enteresan tespitleri var. Örneğin "Eski Romalılar üç yüzyıl cumhuriyetin imparatorluğa dönüştüğünü fark etmediler. Ancak Diokletianus sarayın etiketi değiştirdiği zaman monarşi ile yönetildiklerini anladılar." Gerçekten de öyle. Kesinlikle katılıyorum. Elbette katılmadığım noktalarda oldu. 

Ancak Hazar denizi çevresinde şekillenen halklar ve onların tarihleriyle ilgili hoş bir kitap. Dili de oldukça sade ve akıcı. Bir oturuşta kendimi 100. sayfada buldum. Diğer kitapları da gayet ilgi çekici. Onları da okumak niyetindeyim.

En sonda yer alan senkronik tablo ise çok hoşuma gitti. Aynı dönemde yaşayan halkların önemli tarihi olayları senkronik olarak verilmiş. Her zaman böyle tablolar çok hoşuma gitmiştir. 

10 Mart 2014 Pazartesi

Necib Mahfuz Okumaları [10-31 Mart 2014]


Nobel okuması yaparken bunu yıl içinde iki yerine daha fazla yapmayı düşünmüştüm. Mart ayı için de Necib Mahfuz'u okumayı planlamıştım. Canım arkadaşım Biblio beni yalnız bırakmadı üstüne bu şahane görseli de hazırladı. Kapımız yine herkese açık. Katılmak isteğinizi blog yada instagram hesabınızdan duyurabilirsiniz.

Ben okumak için "Kahire Üçlemesi"ni tercih ettim üçlemenin kitapları: 

  • Saray Gezisi
  • Şevk Sarayı
  • Şeker Sokağı 
Necib Mahfuz uzun zamandır merak ettiğim bir yazar. Canım arkadaşım ile okumak kesinlikle ayrı bir keyif. 

4 Mart 2014 Salı

Can Dündar - Lüsyen


Lüsyen

Can Dündar

Can Yayınları

2010, İstanbul

ISBN 9789750712333

541 Sayfa






Malum bu sene Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde Yüksek Lisans yapıyorum. O kadar keyifli geçti ki bu dönem çok yoğun olmama ve bloglarıma zaman ayıramama rağmen. İtiraf etmem gerekirse bir kitap seçerken genelde Batı Edebiyatını tercih ettim. En sevdiğim şiirler hep yabancı şairlerin şiirleri oldu. Biraz da Klasik Filolog olmamanın verdiği bir etki sanırım. Türk Edebiyatı hep ikinci planda kaldı. İyi ki yüksek lisansa başlamıştım diyorum şimdi...

Bu sene aldığım derslerden biri "Yenileşme Döneminde Şiir " dersi idi. Hocam bana bir seminer konusu verdi. Konum: Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamid'in şiirlerinde değişen temalar

Konu çok hoşuma gitti ve hemen çalışmaya başladım. Abdülhak Hamid'i herkes gibi ben de Makber ile tanıyordum. Tabii bu semineri hazırlarken şairlerin hayatlarını da okuma fırsatı buldum. İçlerinde en çok Abdülhak Hamid beni etkiledi. Özellikle aşk hayatı ile... O sırada aklıma geldi Can Dündar'ın yazdığı Lüsyen kitabı. İlk çıktığı dönemde okumamıştım. Seminerim bitince okumaya karar verdim. Gayet de güzel bir not alıp tatil başlayınca kitabı okudum.

Abdülhak Hamid tam bir entellektüel. Hem doğu hem de batıyı iyi bilen bir aydın. Genç yaşta kaybettiği eşi Fatma için yazdığı Makber şiiri ile Türk Edebiyatında ilk defa metafizik bir konu olan ölüm konusunu işliyor. Fatma Hanım'ın ölümünden sonra iki evlilik daha yapan Hamid döneminde Şair-i Azam (Büyük Şair) olarak anılıyor.Yurt dışında çeşitli görevlerde yer alıyor. 1912 yılında Brüksel de Lucienne ile tanışır. Kısa sürede aralarında büyük yaş farkı olmasına rağmen aşık olurlar. Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı tam bir karmaşa içinde aşklarını oradan oraya taşırlar. 1920 yılına geldiklerinde Lucienne ile ayrılırlar, İtalyan bir  kont ile evlenen Lucienne mutlu olamaz, kontun ailesi oğullarını mirastan mahrum bırakır. Bir süre İstanbul'a gelirler yapamazlar geri dönerler. Lucienne Hamid'i unutamaz sürekli yazışırlar. Hamid mektuplarında sürekli Lucienne'i geri çağırır. Nihayetinde bir daha ayrılmamak üzere 1927 yılında geri döner.

Can Dündar benim sevdiğim bir yazar. Belgesellerini de çok severim. Bu kitabını gerçekten çok sevdim. Kurgudan uzak belgesel tadında yazılmış. Hamid'in şiirleri, fotoğrafları ile bezenmiş. Kitap okumak ile belgesel izlemeyi birleştirmiş. Bu görkemli aşkı sade ama etkilyeci bir biçimde yazmış. Abartıdan uzak olması benim en sevdiğim yanı oldu.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...